top of page

Obezite Tedavisi

İzmir Obezite Ameliyatı

Obezite Tedavisi

Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesidir. Obezitenin hesaplanmasında boy ve kilo değeri üzerinden yapılan Vücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) hesaplaması kullanılır: Vücut kitle indeksi, kilogram olarak ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilir. Vücut kitle indeksi (beden kitle indeksi) hesaplama değeri 30’un üzerinde olan kişi obez, 40’ın üzeri olan kişi ise morbid obez olarak kabul edilir.

Yağ dokusu tüm sistemi etkileyecek şekilde hormonal ve kimyasal maddeler salgılar. Bazı salgılar iştahın açılmasına, doyma sınırının üste çekilmesine ve obezitenin ilerlemesine sebep olur.

Aşırı kilo alımı sağlığınızı büyük ölçüde tehdit ederken, aynı zamanda hareketlerinizin kısıtlanmasına ve ciddi hastalıklara yakalanmanıza sebep olabilir.

Birden çok nedene bağlı ortaya çıkan obezite hastalığı insan vücudunda çok sayıda organı etkiliyor. Bu yüzden tedavisinin de birden çok branşın birlikte uyum içerisinde çalıştığı bir ortamda planlanıp yapılması gerekiyor.

Obezite tedavisi için başvuran tüm hastalar öncelikle endokrinoloji uzmanıbeslenme uzmanıpsikiyatri uzmanıfizik tedavi uzmanı ve egzersiz danışmanı tarafından değerlendiriliyor. Gerekli görüldüğü durumlarda hastayı kardiyoloji ve göğüs hastalıkları uzmanları da muayene ediyor. Ayrıca, uygun hastaların obezite cerrahisi konusunda deneyimli Genel Cerrahi uzmanları tarafından görülmesi de sağlanıyor.

Dünyada giderek yaygınlaşan obezite, yaşam kalitesini ve süresini anlamlı derecede etkiler. Ancak obezite tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Obezitenin tedavisinde diyet eşliğinde egzersiz veya cerrahi yöntemler uygulanır. Uzmanlar, kişiye uygun tedavi yöntemini belirleyerek, kişinin sağlıklı kiloya ulaşmasını ve bu kiloyu korumasını amaçlar.

Obeziteyi yenerek yüksek tansiyon, kalp, uyku apnesimeme kanserikalın bağırsak kanser i ve prostat kanseri gibi hastalıklarla da savaşabilir, sağlıklı bir yaşama adım atabilirsiniz.

Morbid Obezite ya da Ameliyat Olunması Gerekecek Düzeydeki Şişmanlık Ne Demek?

Obezite, kişinin tüketebildiğinden fazla kalori almasının sonucunda vücutta normalden fazla yağ depolanmasıdır. Morbid obezite ise ölümcül hastalıklar yaratarak hayatı kısaltan düzeydeki “hastalıklı” şişmanlık ve vücut kitle indeksinin 40’ın üstünde olması olarak tanımlanıyor.

Obezite Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır

VKİ'si 35-40 arası olup aşırı şişmanlığa bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olanları da obezite ameliyatı açısından morbid obez kabul ediliyor. Hatta şişmanlığa bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ 30 – 35 arasındaki hastalarda bile artık ameliyat yapılması söz konusu.

Kimler Obezite Ameliyatı Adayıdır?

Morbid obez hastaları için ilk tedavi seçeneği diyettir. Fakat 6 aydan az süren ve en az 2 kez uygulanmış diyetler başarısız olmuşsa eğer artık diyet tedavisine devam edilmemelidir. Bu durumda en etkili tedavi seçeneği ameliyattır ve en kısa süre içinde yapılmalıdır.

Morbid Obezite Nasıl Tedavi Edilmeli?

Mideye Botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik olarak midenin belirli bölgelerine Botilinum toksini enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verme yöntemidir.

Mide Botoksu nedir?

Mide botoksu aslında kilo vermek isteyen herkese uygulanabilir. Bu işlem bir obezite cerrahisi değildir. Ancak uygulanabilecek hastalar için belli kriterler söz konusudur.

  • Diyet ve sporla gerektiği gibi kilo veremeyenler için uygun bir yöntemdir.

  • Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve obezite cerrahisi ile başarı elde edilebilecek hastalarda mide botoksu faydalı olmayacağından bu hastalarda önerilmez.

  • Mide botoksu uygulanacak hastaların vücut kitle indeksi 40’ın altında olmalıdır. Yani vücut kitle indeksi 27-35 arası olan 10-20 kilo fazlalığı olan diyet ve egzersiz ile kilo veremeyen bireylerde uygulanır. Bu noktada fazla kiloları olan ama ameliyat edilecek kadar da obez olmayan ve kilo vermek isteyen hastalar ideal hasta grubunu oluşturur.

Midesinde ülser veya gastrit olan hastalarda ise öncelikle bu hastalıkların uygun tedavisi gerçekleştirildikten sonra mide botoksu uygulanabilir

Mide botoksu kimler için uygundur?

Botoks yıllardır tıp alanında kullanılmaktadır ve uzman hekim tarafından doğru dozajda uygulandığından bilinen bir zararı bulunmamaktadır. Mide botoks uygulaması ise standart bir endoskopik işlem olduğundan literatürde bildirilmiş önemli bir mide botoksu zararı bulunmaktadır. Kas hastalığı olanlar ve botoksa karşı alerjisi olan kişilerde işlemin uygulanması uygun değildir.

Mide botoksunun yan etkileri var mıdır?

  • Mide botoksu bir obezite ameliyatı değildir

  • Tamamen endoskopik olarak ağızdan girilerek yapılan bir işlemdir.

  • Kesi yoktur

  • İşlem ortalama 20 dakika sürer.

  • Hastalar, işlem esnasında anestezi hekimi eşliğinde uyutulur.

  • Hastanede yatmak gerekli değildir.

  • İşlem sonrası genellikle 1-2 saatlik müşahede yeterlidir.

  • Mide botoksu uygulaması sonrası yaklaşık 3 gün içerisinde iştah da azalma ve iştah kontrolünde kontrol sağlanır.

Mide botoksu işlemi ne kadar sürer, hastanede yatmak gerekli midir?

Mide botoksunda kullanılan ilacın tüm etkisinin 4-6 ay içinde vücuttan tamamen silindiği bilinmektedir. Bu nedenle kalıcı bir hasar oluşturma ihtimali yoktur.

Mide botoksu midede kalıcı hasar oluşturur mu?

Mide botoksu uygulandıktan 2-3 gün içinde acıkma hissi azalır. 2 haftadan sonra kilo verme görülmeye başlanır. Hedeflenen 10-20 kilo verilir.

Mide botoksunun etkisi ne zaman başlar?

Öncelikle hiç bir tedaviden mucize beklememek  gerekir.  Botoks uygulaması sonrası beslenmeye dikkat edilmelidir. Mide botoksu sonrası özellikle fast food tarzı aşırı yağlı ve karbonhidrat içerikli beslenmemek gerekir. Mümkün olduğunca sağlıklı beslenme programına bağlı kalınarak botoks uygulamasından maksimum fayda sağlanabilir.

Mide botoksundan sonra beslenme nasıl olmalıdır?

Fastfood gibi hızlı tüketilen gıdalar, asitli içecekler tüketilmesi zararlıdır. Botoks uygulanan hastalar daha geç acıkmakta, daha az porsiyonlarla doymakta, daha erken tokluk hissetmektedir.

Mide botoksu sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?

Mide balonu mideye yerleştirildikten sonra hava veya sıvı ile 400-700 cc hacme şişirilen silikon bir balondur. Diet ve egzersiz lile kilo veremeyenlerde, ameliyat olmak istemeyenlerde ve ameliyat riski yüksek olan hastalarda endoskopik olarak uygulanan geçici bir kilo verme yöntemidir. Mide balonu yerleştirildikten 6 ay – 1 sene arası değişen süreler sonra çıkarılmalıdır. Mide ülseri , geniş mide fıtığı varlığı ve gebelik durumlarında uygulanamaz. Mide bulantısı, ağrı,ülser, mide kanaması, mide delinmesi, barsak tıkanıklığı çok nadir de olsa görülen komplikasyonlarıdır.

Mide balonu size  porsiyonlarınızın boyutları ve yeme sıklığınızı azaltma konusunda yardımcı olur. Böylece daha az yiyecek ama daha uzun süre tok kalacaksınız. Yemek aralarında atıştırma alışkanlığınız ortadan kalkacak ve kilo vereceksiniz.

Mide balonu ile yapılan çalışmalarda 6 ay-1 yıllık takip sonrası metabolik sendrom, şeker hastalığı, gut hastalığı ve kolesterol- trigliserid yüksekliğinde önemli ölçüde gerileme saptanmıştır.

Mide Balonu Nedir?

MİDE BALONU MARKALARI

Medsil®

Midede 6 ay boyunca kalabilen, Rus malı bir balondur. Endoskopik yöntemle, anestezi altında ağızdan yerleştirilir ve aynı şekilde çıkarılır. Türkiye'de en çok kullanılan balon markalarından biridir.

Spatz3®

Spatz ayarlanabilir balon sistemi (Spatz Medical,Great Neck,NY) balonun hacminin ayarlanabildiği tek sistemdir. Balona bağlı şikayetleri azaltmak için tekrar indirilebilr, ya da kilo verme etkinliğini arttırmak için tekrar şişirilebilir. 12 aylık kullanım için onaylanmıştır. 

Orbera®

Orbera mide balonu (Apollo Endosurgery,Austin,TX), 2015 yılında Amerika'da klinik kullanım için FDA tarafından onaylanmıştır. 1991 yılından beri Avrupa'da kullanılmaktadır. 12 ay boyunca midede kalabilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastretomi)

Tüp mide ameliyatı (Sleeve gastrektomi) midenin büyük bir kısmının 100-150 ml mide tüpü bırakılarak çıkarıldığı cerrahi bir işlemdir. İşlem sırasında midenin belli bir bölümü cerrahi işlemle çıkartılır ve geriye tüp şeklinde (muz gibi görünür) bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan bölümü çıkarıldığı için hastada açlık hissi azalır. Yani midenin dolu olduğu hissi aşırı yemeyi önlemiş olur. Tüp mide ameliyatı işlemi kısıtlayıcıdır, besin maddelerinin emilimi bu yöntemle bozulmaz. Gıdaların emilimi aynı şekilde devam ettiğinden hastanın yardımcı vitamin ya da mineral takviyesi alması gerekmemektedir. Tüp mide yönteminin uygulanması diğerobezite cerrahisi türlerine göre nispeten daha kolaydır. Tüp mide ameliyatının başarısı kalıcıdır; ancak bu yöntemin doğru kişilere uygulanması büyük önem taşır. Cerrahi prosedür öncesinde ve sonrasında hastalar diyetisyen tarafından görülmelidir. Diyetisyenin buradaki görevi hastalara yiyeceklerini reçete etmesidir. Operasyon sonrasında 24-48 saat arasında hastaya radyolojik kontol uygulanmalıdır. Bu uygulama ameliyat sonrasında komplikasyon olup olmadığını ortaya koyan radyolojik bir tetkiktir. Unutulmamalıdır ki tüp mide operasyonu ve sonrası yakın doktor takibi gerektirmektedir. Tüp mide ameliyatı uygulanan hastalar birinci, ikinci, dördüncü hafta, 3, 6, 9, 12, 18 ve 24 ay kontrollerini kesinlikle aksatmamalıdır.

Tüp mide ameliyatının avantajları nelerdir:

  • Tip II diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi obezitenin yol açtığı hastalıklarda gerileme görülür 

  • Küçültülen mide hacmi, tokluk hissi sağlar

  • Çoğu yiyeceğin tüketilmesinde herhangi bir sorun yoktur

  • Tüp mide prosedürü sonrası dumping sendromu görülmez

  • Midenin bir bölümünde üretilen açlık uyarıcı hormon azaltılır.

  • Mide bypass cerrahisine göre daha kolay uygulanabilen bir yöntemdir

  • Mide bandı gibi yabancı cisim etkisi yoktur

  • Tüp mide ameliyatının başarısı kalıcıdır

  • Bu prosedür sonrası kilo kaybı kolaydır

Tüp mide ameliyatının dezavantajları-riskleri nelerdir?

  • Zımba hattı kaçağı riski

  • Gastrik bypass’a göre daha az kilo kaybı

  • Hastaların küçük bir kısmında verilen kiloların geri alınması riski

  • Çok fazla yemek yendiği takdirde mide bulantısı/kusması şikayeti

  • Reflü riski

  • Bazı gıdalarda intolerans

  • Gastrik Bypass -Roux-en-Y gastrik baypas olarak da adlandırılır

Gastrik Bypass prosedürü, tüp mide ameliyatları gibi yaygın şekilde uygulanan obezite cerrahi türlerindendir. By pass kısa yolu kullanmak anlamına gelir. Gastrik bypass genel olarak mideden bağırsaklara geçiş yolu oluşturulması anlamına gelir. Bu yöntemin mini gastrik bypass ve bilio pankreatik diversion gibi modifikasyonları da bulunmaktadır. Bu cerrahi prosedürlerin obezite hastalarına kilo verdirme başarısı tüp mide operasyonundan bir miktar daha yüksektir. Gastrik bypass ameliyatlarının ortak amacı midenin küçültülmesi ve tüketilen gıdaların daha hızlı bağırsaklara ulaşmasını sağlamaktır.

Bu ameliyatta midenin üst kısmı zımbalanarak küçük bir mide kesesi oluşturulur. İnce bağırsağın duodenum adı verilen ilk kısmı, ince bağırsağın jejunum adı verilen ikinci kısmından ayrılır. Jejunum daha sonra kaldırılır ve yeni oluşturulan küçük mide kesesine bağlanır ve duodenum yeniden ince bağırsağa bağlanır. Mide bypass cerrahisi ile iki durum hedeflenir. Birincisi kişinin kalori alımı kısıtlanılır, ikinci olarak da yenilen besinlerin emilimi azaltılır. Tüp midede hastalar 2-4 gün içinde taburcu edilebilirken mide bypass cerrahisinde bu süre aralığı 4-6 güne çıkar.

Mini gastrik bypass nedir?

Mini gastrik bypass, hacim kısıtlayıcı tekniklerle karşılaştırıldığında daha iyi kilo kaybı ve komorbid hastalıkların iyileşmesinde daha etkili olması yönünden ön plana çıkmaktadır. Benzer bir teknik olan Roux en Y Gastrik Bypass’a  (RYGB) nazaran daha az anastomoz ile gerçekleştirilebilen uygulanması kolay, perioperatif komplikasyonları düşük bir teknik olarak birçok merkez tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Mini-Gastrik Bypassta özel stapler aletleri kullanılarak mide bir tüp şeklinde oluşturulmaktadır. Bu yeni oluşturulan mide poşu uzundur.

Gastrik Bypass avantajları nelerdir?

  • Hedeflenen kilo kaybının 18-24 ay boyunca hızlı şekilde gerçekleşmesi

  • Obezite ile ilişkili olarak beliren Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, GÖRH gibi hastalıklarda net gerileme

  • Yaşam kalitesinde gözle görülür şekilde artış

  • Gastrik Bypass cerrahisi dezavantajları-riskleri nelerdir?

  • Zımba sızıntısı

  • Hızlı kilo kaybına bağlı olarak artan safra taşı riski

  • İç fıtık

Duodenal Switch Cerrahisi

Duodenal Switch cerrahisi de gastrik bypass gibi, hem kısıtlayıcı, hem de emilimi azaltıcı etkileri olan cerrahi prosedürlerdendir. Bu yöntem çoğunlukla vücut kitle indeksi 50 Kg/m2’den fazla olan kişiler için veya Tip 2 diyabet tedavisinde uygulanmaktadır. Duodenal Switch obeziteye bağlı diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ancak kötü kokulu ishal gibi bazı yan etkileri vardır. Ayrıca Duodenal Switch ameliyatı olan hastalar diğer obezite cerrahi uygulanan hastalara göre daha uzun süre hastanede kalmaktadırlar. Emilimi azaltıcı etkileri olan Duodenal Switch cerrahisi sonrası vitamin, demir ve protein eksiklikleri de sıkça görülmektedir.

Robotik Obezite Cerrahisi

da Vinci Robotik Cerrahi teknolojisinin, tüm dünyada laparoskopik olarak gerçekleştirilen obezite ameliyatlarında da kullanılmaya başlanması, doktor ve hastaya özel ayrıcalıklar sunmaktadır. Obezite hastalarının anatomik yapıları nedeniyle bu tür ameliyatlarda ekstra gerekli olan hassasiyet, robotun titremeyen kolları ve hastanın karın bölgesinde büyük bir incelikle hareket edebilme özelliği ile sağlanabilmektedir. Cerraha üç boyutlu ve yüksek çözünürlüklü bir görüntü sağlayan robot teknolojisi, işlemin gerçekleştirildiği bölgeye komşu olan organ, doku ve sinirlerin korunmasına da olanak tanımaktadır. Bazı grup uygun hastalarda ameliyat kesisi oluşturmadan birkaç ya da tek delikten yapılabilen işlemler, hastalardaki estetik kaygıları ortadan kaldırmaktadır.

Obezite cerrahisinde tüp mide ameliyatı ve gastrik bypass ameliyatları, robot teknolojisinden yararlanarak başarı ile gerçekleştirilmektedir. Robotik obezite ameliyatları Memorial Şişli ve Bahçelievler Hastaneleri’nde gerçekleştirilmektedir.

Robot teknolojinin hasta ve doktor için sağladığı ayrıcalıklar şu şekilde sıralanabilir:

•           Cerrahi kapalı bir teknikle ve yalnızca birkaç delikten yapıldığı için açık cerrahilerde, organların hava ile teması nedeniyle görülebilecek enfeksiyon riskleri ortadan kalkar.

•           Cerrah, robot teknolojisi sayesinde 3 boyutlu ve dijital bir görünüm ile hastanın sinir, damar, kas ve dokularının yaralanma riskinden daha çok korunduğu bir imkanla ameliyatı gerçekleştirir.

•           Robot teknolojisi sayesinde hastanın vücudunda büyük bir ameliyat kesisi oluşmaz. Büyük bir kesi yerine birkaç delikten tamamlanan işlem sonrası hastanın hem enfeksiyon riski yok denecek kadar azalır hem de daha az ağrı ile konforlu bir iyileşme süresi geçirir.

•           Hastanın taburculuğu, günlük yaşama dönüşü ve iyileşme süresi kısaldığı, bunun yanında ağrı kontrolü sağlandığı için hasta daha kısa zamanda ağızdan beslenir ve vücut direncini geri kazanır.

•           Hasta günlük yaşam kalitesini yakaladıktan sonra iş ve sosyal yaşamına da daha hızlı bir şekilde dönüş sağlar.

Obezite cerrahisinden sonra ne bekleyebilirim?

Kilo vermek ve verilen kiloları tekrar almamak için obezite cerrahisinden sonra yaşam tarzında önemli değişiklikler yapmanız gerekecektir. Örneğin sağlıklı-dengeli beslenme kurallarına uymanız gerekecek ve muhtemelen uzun bir süre vitamin veya diğer takviyeleri alacaksınız. Ayrıca obezite cerrahisi sonra fiziksel aktiviteler de sağlıklı beslenme kadar önemli bir yer tutacaktır. Ameliyattan sonra öncelikle sıvı tüketimi gerçekleşecek. Birkaç hafta içinde de püre haline getirilmiş yiyeceklere ve ardından küçük öğünler halinde katı yiyeceklere geçeceksiniz.

Doç. Dr. Mutlu Ünver Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ‘nden mezun olmuştur. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilimdalında uzmanlık eğitimini tamamlayan Mutlu Ünver kendi kliniğinde hastalarına hizmet vermektedir.

izmir obezite cerrahı

Doç.Dr.

Mutlu Ünver

izmir obezite cerrahı

Sağlıklı bir yaşama bizimle birlikte adım atın!

Sağlıklı Yarınlar İçin İlk Adımı Atın! Randevunuzu Şimdi Alın.

Tedavinizi ertelemeyin, şimdi iletişime geçin.

Yorumlar (2)

Guest
Mar 26

Sayın doktorum. 29 yaşındayım, boyum 176, 124 kiloyum, ayrıca uzun süredir reflü sorunu yaşıyorum ve artık bu durumdan kurtulmak istiyorum. Laparoskopik reflü cerrahisi ve sleeve gastrektomi birlikte yapıldığını duydum, ancak bu ameliyatın nasıl bir süreci var? Ameliyat sonrası iyileşme süreci nasıl geçiyor ve ne kadar zaman alıyor? Ameliyat sonrası tekrar reflü yaşama olasılığım nedir? Tekrar kilo alımı oluyormu? Bu konuda bana daha fazla bilgi verebilir misiniz?"


Şimdiden teşekkürler.

Beğen
Mutlu  Ünver
Mutlu Ünver
Mar 27
Replying to

Merhaba geçmiş olsun.. Vücut kitle endeksiniz 40 görünüyor. Obezite cerrahi tedavisi endikasyonu var. Ayrıca reflü hastalığınız olduğu için öncelikle endoskopi öneririm, reflü derecesine ve hiatal herni( mide fıtığı) bakmak gerekir.. Çıkan sonuca göre gastrik bypass veya sleeve gastrektomi ile beraber reflü için cerrahi müdahale ve varsa mide fıtığı onarımı yapılabilir. Geçmiş olsun..

Beğen
bottom of page