Memede Kist Belirtileri Sandı, Kanser Çıktı
Memede kist belirtileri yaşayan pek çok kadın gibi o da endişeliydi. Ancak yapılan tetkikler, durumun bir kistten daha fazlası olduğunu gösterdi. Kanser teşhisine rağmen memesini kaybetmeden, uygulanan başarılı bir operasyon ve 'frozen section' yöntemi sayesinde koltuk altı lenf bezleri korunarak sağlığına kavuşan hastamızın öyküsü, erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyor

Other Patients' Stories
Memedeki Sertlik Bir Kist mi, Kanser mi? Erken Teşhis ve Meme Koruyucu Cerrahinin Gücü
Her şey, pek çok kadının yaşadığı o endişe verici hisle başladı: memede ele gelen bir sertlik. Bu sertlik akla hemen ilk olarak "acaba memede kist mi var?" sorusunu getirir.
Halk arasında en çok merak edilen sorulardan biri de şüphesiz, "memede kist kaç mm tehlikelidir?" sorusudur. Ancak bu hikaye, her sertliğin basit bir kist olmayabileceğini ve vücudumuzun verdiği sinyalleri ciddiye almanın ne kadar hayat kurtarıcı olduğunu gözler önüne seriyor. İşte 31 yaşındaki hastamız Burcu'nun korkuyla başlayıp umutla sonlanan ilham verici yolculuğu.

Şüphe ve Teşhis Süreci
Hastamız, memesinde fark ettiği bir sertlik şikayetiyle Uşak Eğitim Araştırma Hastanesi'ne başvurdu. Burada yapılan meme ultrasonu ve meme MR'ı, endişeleri maalesef doğruladı.
Görüntüleme raporlarında lezyon, BI-RADS 5 olarak tanımlanmıştı. Bu, tıbbi bir terim olsa da anlamı netti: kanser açısından yüksek şüphe taşıyan bir kitle vardı ve kesin tanı için biyopsi yapılması şarttı.
Bu aşama, her hasta için belirsizliğin ve korkunun en yoğun yaşandığı dönemdir. Biyopsi sonucu geldiğinde ise teşhis kesinleşti: Meme Kanseri. Bu zorlu haberin ardından hastamız, tedavi ve ameliyat için kliniğimize başvurdu. Onu dinledik, korkularını anladık ve onu bu süreçte nelerin beklediğini, modern cerrahinin sunduğu umut verici seçeneklerle birlikte anlattık.
Meme Koruyucu Cerrahi ve "Nöbetçi" Lenf Bezi
Artık savaşma zamanıydı. Hastamız için en uygun tedavi planını oluşturduk. Hedefimiz sadece kanserli dokuyu temizlemek değil, aynı zamanda hastamızın beden bütünlüğünü ve yaşam kalitesini en üst düzeyde korumaktı. Bu amaçla ona Segmental Mastektomi (Meme Koruyucu Cerrahi) uyguladık. Bu yöntemle memenin tamamını almak yerine, sadece tümörlü bölgeyi geniş ve temiz bir cerrahi sınırla çıkardık.
Ameliyatın ikinci kritik adımı ise SLNB (Sentinel Lenf Bezi Biyopsisi) idi. Kanser hücrelerinin vücuda yayılmak için ilk uğrayabileceği yer olan "nöbetçi" ya da "sentinel" lenf bezlerini bulup çıkarmayı hedefledik. İşte bu noktada, teknolojinin ve ekip çalışmasının mucizevi bir yöntemi devreye girdi.
Ameliyat Anında Gelen İyi Haber: Frozen Section Yöntemi
Hastamız ameliyatta uyurken, çıkardığımız o "nöbetçi" lenf bezlerini hızla patoloji laboratuvarımıza gönderdik.
Frozen Section (Dondurarak Anında Patolojik İnceleme) adı verilen bu yöntemle, patologlarımız dakikalar içinde lenf bezlerini inceledi. Amaç, kanserin koltuk altına yayılıp yayılmadığını ameliyat bitmeden öğrenmekti.
Nefeslerin tutulduğu o anların sonunda beklenen o güzel haber geldi:
Nöbetçi lenf bezleri temizdi!.
Patoloji raporunda bu durum "reaktif lenfoid hiperplazi" olarak belirtilmişti, yani kanser yayılımı yoktu. Bu harika haber sayesinde, hastamızın koltuk altındaki diğer lenf bezlerini çıkarmamıza gerek kalmadı. Bu, onu ileride yaşanabilecek ve hayat kalitesini ciddi şekilde düşüren kol ödemi (lenfödem) riskinden tamamen korumak anlamına geliyordu.
Patoloji Sonucu
Ameliyattan sonra gelen detaylı patoloji raporu, ameliyat anındaki iyi haberleri teyit etti ve bize yol haritamızın devamı için çok değerli bilgiler verdi:
Tümör: 2,2 x 2 x 1,8 cm boyutlarında, İnvaziv Duktal Karsinom tipinde bir tümör olduğu doğrulandı.
Cerrahi Sınırlar: En önemlisi, çıkarılan dokunun çevresindeki cerrahi sınırların tamamen temiz olmasıydı. Bu, tümörün başarıyla tamamen çıkarıldığı anlamına geliyordu.
Lenf Bezleri: Alınan 4 adet sentinel lenf bezinin dördünün de temiz olduğu kesinleşti (pN0).
Tümörün Kimliği: Rapor, tümörün Progesteron hormonuna %90 oranında , c-erb B2 (HER2) proteinine ise %80 oranında pozitif olduğunu gösterdi. Bu bilgiler, hastamızın gelecekte alacağı "akıllı ilaç" ve hormon tedavileri gibi koruyucu tedavilerin planlanması için kritik öneme sahiptir.
Korkudan Umuda Bir Günde Yolculuk
Tüm bu başarılı operasyon ve harika haberler neticesinde hastamız, ameliyattan sadece 1 gün sonra sağlığına ve umutlarına yeniden kavuşmuş bir şekilde taburcu edildi.
Bu hikaye, memede fark edilen bir sertliğin asla ihmal edilmemesi gerektiğini gösteren en canlı örnektir. Erken teşhis, meme koruyucu cerrahi gibi modern yaklaşımlar ve frozen section gibi teknolojik imkanlar sayesinde meme kanseri artık korkulan bir son değil, doğru tedaviyle aşılan bir süreçtir. Vücudunuza kulak verin, kontrollerinizi aksatmayın ve unutmayın; bu yolculukta asla yalnız değilsiniz.